Kaçkarlarda Yaylacılık Kültürü

Yüzyıllardır yaşayan bir gelenektir yaylacılık. Yazın sıcağından serinlere kaçmak, yemyeşil çayırlarda hayvanları otlatmak ve kışa saman depolamak için yılda birkaç aylığına da olsa yükseklere çıkar Anadolu insanı Artık sonsuzluğun hakim olduğu bir ülkenin tek yöneticisidir onlar. Modern hayatın nimetlerinden uzak, doğanın koynunda bir başına ama alabildiğine özgür, alabildiğine mutlu..

Yayla Yolculuğu
Yaylacılıkta iki önemli tarih vardır: “Yayla çıkımı” ve “yayla inimi”. Yayla çıkımı tarihini köylüler kendi aralarında belirler. Bu tarih tüm köy halkına duyurulur. Belirlenen tarihten önce kimse yaylaya göç edemez. Bu kurala Rize yöresinde “nezir” denir. Neziri bozanlar tepkiyle karşılanır. Yayla inim tarihi ise serbesttir; herkes istediği tarihte yayladan göç edebilir.

Kaçkarlarda Yaylacılık Kültürü

Yüksek yaylalara çıkıp, yakın yaylalara göre daha geç başlamaktadır. Yaylaya çıkı bir Şenlik havası içerisinde gerçekleşir. Sabahın ilk ışıklarıyla köy, insan sesleri ve çan (kelek) sesleriyle çınlar. Hayvanlar süslenir, bakımları yapılır; yöresel kıyafetlerini giyinmiş kalabalık insan grupları hayvanlarını da yanlarına alarak gün ağarmaya yakın, yola çıkarlar. Yanlarına yalnızca zorunlu eşyalarını alırlar. Ev için alınan eşyalar at veya katırlara yüklenir. Ancak günümüzde modern zamanın getirdiği olanaklarla özellikle uzak mesafeler için motorlu taşıtlar tercih edilmektedir. Bazı yörelerde yaylaya çıkış iki aşamalı olarak gerçekleştirilmektedir. Önce yayla ile köy arasında olan v mezra denilen yerleşim yerlerine göçülmekte, burada iki-üç hafta kalındıktan sonra esas yaylaya göç edilmektedir. Yaylaya giriş hep birlikte olmaktadır. Bundan amaç ise yayla otlarından herkesin eşit oranda yararlanma düşüncesidir

Yaylaya toplu çıkışlar aynı zamanda tören ve festival havası da yaratmaktadır. Yaylaya çıkış anı ve aralarda verilen molalar sözlü kültürümüz açısından birer icra ortamı oluşturmaktadır. Ayrıca toplu göç; birlik ve beraberliği, dayanışma ve kaynamayı da pekiştiren bir olgudur. Ancak son yılarda motorlu taşıtların devreye girmesiyle bazı köylerde birlikte yaylaya çıkma geleneğinin bozulduğu gözlenmektedir. Yaylacılar ya kendi araçlarıyla ya da kiraladıkları araçlarla hem eşyalarını hem de hayvanlarını ulaştırmaktadırlar.

Yayla evleri insanların dinlendikleri, eğlendikleri, yiyecek ve içecek ihtiyaçlarını giderdikleri, yaylaya çıkma geleniğni keyifli hale getirdikleri mekânlardır. Bu esnada, yorulan hayvanlar da sahipleriyle birlikte dinlenir.insanlar horon oynayarak eğlenirler. Yaylaya dair türkü ve maniler söylerler. evlerinde bir müddet eğlendikten sonra yaylaya varabilmenin heyecanıyla dinlenmiş olarak tekrar yayla yolculuğuna başlarlar. Yolculuk boyunca söylenen yol havası atma türküler eşliğinde

Yaylaya yaklaşıldığında, yaylanın düzüne birlikte girmek için öndekiler arkalarındakileri beklerler. Tulum eşliğinde insanlar yaylanın büyük çimeninde bir müddet horon oynayarak ve türkü söyleyerek eğlenirler; daha sonra obaya giriş zamanı…!

Yorum Ekle

Your email address will not be published.

× Canlı Destek